top of page
  • Yazarın fotoğrafıSuzan Demirci

Yılanların Öcü

Güncelleme tarihi: 8 Oca 2023

Yılanların Öcü, roman, world literature, novel, O Alquimista, Simyacı, Paulo Coelho
Yılanların Öcü

Adı: Yılanların Öcü

Yazar: Fakir Baykurt

Tür: Edebiyat, Roman

Sayfa Sayısı: 280


 








"Zulüm eden bir kez zulmünün cezasını görmedi mi, önü alınmaz!"




Fikri:

Ne şekilde olursa olsun insanların hakkını yememeliyiz. Çünkü eninde sonunda adalet yerini bulacaktır.


Özeti:


Kara Bayram, 80 haneli Karataş köyünde doğup büyümüş, kendini yetiştirmiş, bilgili, güçlü, azimli ve inançlı bir delikanlıdır. Dul anası Irazca, karısı Hatça ve çocukları Ahmet ve Şerife ile babadan kalma evinde yaşamaktadır. Tüm varlığı oturduğu ev, tarım yapacağı bir arazi ve tarlayı süreceği bir öküzdür. Anası Irazca tuttuğunu koparan, haksızlığa asla boyun eğmeyen bir kadındır. Hatça ise sessiz, sakin, evine tutkun ailesine bağlı bir kadındır.


Kıt kanaat geçinerek de olsa huzurlu devam eden hayatları var, yarım akıllı köyün delisi Haceli ve karısı Fatmaca’nın yüzünden bozulur çünkü Haceli karısı Fatmaca evlerinin çok rutubetli nemli olmasından yakınıp kendine yeni bir ev yapmak ister.


Köyün muhtarı Hüsnü’ye danışır. Muhtar Haceli’ye arazi satın alıp ev yapmak için köyde yer olmadığını, Kara Bayram’ın evinin önünü satın alıp ev yapabileceğini söyler. Çünkü Kara Bayram yetimdir, onu savunacak kimseleri olmadığını ve haliyle fakirdir, mazlumdur, sesini çıkaramaz, başkaldırmaz diye düşünür muhtar.


Ancak olaylar hiç muhtarın istediği gibi gitmez. Haceli evin önünü satın alarak, kazdırmaya başlar. Irazca ana ve Bayram bu durumdan memnun degildir çünkü köylük yerde ahır evin arkasına yapılır ve hayvanların pislikleri de ahırın arkasına atılır. Bu durumda Haceli’nin ahırının pislikleri de Bayram’ın evinin önüne geleceğinden ve Fatma’nın da pasaklı bir kadın olduğunu bütün bir köy bildiğinden Bayram ve Irazca buna razı gelmez. Irazca sinirlenir, kavgalar sel olur. Kim ne derse desin Irazca ve Bayram evinin önüne ev yapılmasına izin vermez.


Bir gece Irazca torunuyla gidip temellerin içini toprak ve pislikle doldurur. Haceli bu durumu muhtara anlatır muhtar Bayram’ı evine çağırır ve gözdağı verir. Haceli kızsa da bağırsa da para vermiş araziye el mahkum temeli yine kazdırır. Bu arada Irazca başka planlar peşindedir. Haceli’nin karısı Fatmaca’nın Bayram’a yanık olduğunu bilir. Fatmaca en başından beri Bayram’a aşıktır fakat ailesi fakir olduğu için Fatmaca’yı Bayram’a vermez. Fatma Bayram’ın aşkını kalbine gömmeye çalışsa da bir türlü onu içinden koparıp atamaz. Onun kara gözlerini unutamaz. O da köyün delisi Haceli ile evlenir, onu zerre kadar sevmez, her gün kaderinden yakınır, gizli gizli Bayram’ı izler. Haceli’ den ayrılıp Bayram’a varsa Haceli’nin karındaşlarının onu sağ koymayacağını bilir.


Irazca’da fırsattan istifade Haceli’den öç almak için Bayramı’ın aklına Fatmaca’yı koyar. Bir süre sonra Bayram da Hatça’ya ilgi duymaya başlar, uzaktan uzağa bakışırlar ve bir gece Haceli’nin kazdırdığı temel çukurlarının birinin içinde buluşurlar. Bayram Hatça ile evli olmasına rağmen Fatmaca ile birlikte olur. Haram dese de günah dese de Hatça’yı sevmesine rağmen kendine engel olamaz. Aynı o gece Irazca da durmaz Haceli’nin iki yüz elli bin kerpicini balyozla kırar, un ufak eder. Amacı Haceli’yi bezdirmektir. Evinin önüne ev yapmasına engel olmaktır.


Haceli çok para verdiği kerpiçlerin un ufak olduğunu görünce beyninden vurulmuşa döner ve bu duruma dayanamaz sinirinden Bayram’ın evine gidip Hatça’yı döver. Beline kocaman bir taş fırlatır ve yerlerde sürükler. Hatça da yeni gebedir ve çocuğunu düşürür. Aylarca yataklara düşer rengi sararıp solar iş yapamaz, yürüyemez hale gelir. Çok kan kaybettiğinden halsiz düşer ve kendisini toparlayamaz. Bu arada Haceli’yi kayıran muhtarda Bayram’ı evine çağırır, gözünü elini bağlayıp bir güzel dövdürtür bir de Bayram’ın bir ası kuzusunu kaymakama sunmak için Haceli’ ye çaldırtır.


Kaymakamın geleceği köyde yankılanırken Irazca da kaymakamla konuşup derdini anlatmayı, mazlumun hakkını aramayı kafasından geçirir. Kaymakam muhtarı görmeden önce olanları anlatmalı ondan derdine bir derman istemeli. Kaymakam köye varmadan yolunu keser. Olanları, muhtarın yaptıklarını, gelininin hastalandığını bebeğinin öldüğünü, oğlunun dövdürüldüğünü, ası kuzusunu ona sunulmak için çaldırttığını kaymakama birer birer anlatır. Kaymakam da muhtara cephe alır, aşından yemez suyundan içmez, yüzüne bakmaz sözüne itibar etmez köy içinde rezil eder ve dertli Irazca’nın evinin önüne ev yapılmasını yasaklar.


Muhtar umduğu ilgiyi, güveni, saygıyı kaymakamdan bulamayınca korkmaya başlar ve Hatça’ya doktor getirtip tedavi ettirir. Bayram’a ise kuzunun parasını geri ödeyeceğini söyler. Muhtar ne teklif etse de Bayram kendisine ve ailesine yapılanları unutmaz, Irazca da zaten ona unutturmaz.


Bayram mahkemeye gidip davacı olacağını kendisine yapılanların hesabını soracağını söylese de bir yandan da içi içini yer. Ya mahkeme onu haklı bulmazsa muhtar araya tanıdıklar koyarsa diye düşünüp durur. Hatça ve kendisinin hasta olduğunu, iş yapamadığını, şehre gidip gelmenin çok para olduğunu bu davadan vazgeçmeyi muhtarın teklifini kabul etmesi gerektiğini anasına söyler. Ancak Irazca ananın hali hal değildir bir tuhaflık vardır. Deli gibi davranır türlü hikayeler anlatır durur. Bayram bir ara fikrinden vazgeçecek gibi olsa da Irazca delirir, değişik halüsinasyonlar görmeye başlar. Bayram’da bu olaylardan sonra mahkemeye gitmeye ve yılanlardan öcünü almaya karar verir.





 


0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


© Copyright
bottom of page