top of page
Yazarın fotoğrafıSuzan Demirci

Sokrates'in Savunması

Güncelleme tarihi: 8 Oca 2023

Sokrates'in Savunması, Άπολογία Σωκράτους,, roman, world literature, novel, O Alquimista, Simyacı, Paulo Coelho
Sokrates'in Savunması

Adı: Sokrates'in Savunması

Orijinal Adı: Άπολογία Σωκράτους, Apología Sokrátus

Yazar: Platon

Çeviri: Ari Çokona

Tür: 100 Temel Eser, Felsefe, Hasan Âli Yücel Klasikleri

Sayfa Sayısı: 222


 

"Gördüğüm kadarıyla, çok az şey bildikleri hatta hiçbir şey bilmedikleri halde bir şeyler bildiklerine inanan bir sürü insan bulabiliyorlar."



Fikri:

Eser, Yunan filozof Platon tarafından yazılmış, Sokrates'in bir grup Atinalı tarafından şehrin tanrılarına inanmayışı ve gençlerin ahlakını bozması gerekçesiyle suçlanışını, Atina demokrasisi tarafından yargılanışını ve cezalandırılmasını konu alır.


Konusu:

Atina-Sparta arasındaki Peloponez Savaşı ve sonrasında binlerce insanın öldürülmesine veya sürgününe neden olan Otuz Tiran'ın kovulmasının ardından MÖ 403 yılında Atina demokrasisi yeniden yapılanma sürecine girdi. Farklı kesimlerden Atinalılar, genç nüfusunu kaybetmiş ve salgınlarla boğuşan kenti tekrar inşa edebilmek için birlikte çalışmaya başladılar. Kentin yasaları revize edildi.


Böyle bir dönemde yaşam tarzı "felsefe yapmak" olarak özetlenebilecek olan Sokrates; soruları, eski hikmetleri bazen denetleyen, bazen çürüten sorgulayıcılığı ve Atina'nın önde gelenlerine yönelttiği eleştirileri ile birçok düşman kazandı.

Oligarşinin yerine demokrasi gelmiş olmasına karşın hâlen yeniden yapılanmaya çalışan Atina demokrasisi; arkasında Otuz Tiran'ın kovulmasında etkin rol oynamış ve Atina ordusunda komutan olarak hizmet etmiş olan Anytos ile Atinalı aristokrat Lykon ve Euthyphron Sokratik diyaloğunda hakkında silik bir delikanlı olarak söz edilen Meletos adında bir genç tarafından "Gençlerin ahlakını bozmak ve dinsizlik" suçlamalarıyla açılan dava sonucunda 500'ler Meclisi kararıyla 70 yaşındaki Sokrates MÖ 399'da ölüme mahkûm edildi.


Özeti:

Apología Sokrátus, yapıtın özgün adıdır. Antik Yunancadaki Apologia sözcüğü, "savunma" anlamına gelmektedir. Batı dillerinden İngilizcesi apology, Fransızca ve Almancası ise apologie olarak geçen sözcük, bu dillerde özür dileme anlamına sahip olacak biçimde yozlaşmasına karşın Yunancadaki Apologia sözcüğü Batı dillerinde olduğu gibi özür dileme anlamını taşımamaktadır. Yani Batı dillerine geçmiş anlamıyla Apologia, bir çeviri değil bir "transliterasyon"—"başka alfabeyle yazma"dır. Yapıt içerisinde de gözlemlenebileceği gibi Sokrates, konuşmasında özür dilemez veya herhangi bir pişmanlık göstermez; sadece inandığı değerler adına savunmasını gerçekleştirir.


Suçlamalar üzerine yapılan konuşma (1. bölüm)

Sokrates, kendisini suçlayanları ikiye ayırır: mahkemede suçlayanlar ve "eskiler". Kendi savunmasını yaptığı bu ilk bölüm eski suçlayıcılarına karşı gelişir. Davayı açan Meletos'un da bu eski suçlayıcıların sözlerine kandığını iddia eder. Sokrates suçlayıcılarının kendisi hakkında şöyle konuştuklarını iddia eder: "Sokrates hem yerin altındakileri hem de göktekileri araştırır. İşgüzarın biridir. Bu nedenle de suçludur. Başkalarına da aynı şeyleri öğreterek, kötüyü iyiymiş gibi gösterir." Bu eski suçlayıcılardan sadece komedya yazarı Aristophanes'in adını verir.


Sokrates'e göre Atina'da adının çıkmasının bir nedeni vardır: Bilgeliği. Ancak bunu kendini beğenmişlik olarak değil, bir olgu olarak sunar. Bilgeliğini ise Delfi'deki kahinin sözlerine dayandırarak şu olayı anlatır:


Sokrates'in arkadaşlarından Khairephon, Delfi'ye gider ve dünyada Sokrates'ten daha bilge biri olup olmadığını sorar. Aldığı yanıt ise olmadığıdır. Bu kehaneti kabullenemeyen Sokrates kendinden daha bilge olabileceğini düşündüğü devlet adamları, ozanlar ve zanaatkârlar ile konuşmak ve kehaneti çürütmek için yollara koyulur. Sokrates, bilge olduğunu sandığı ya da kendini bilge sanan bu insanların aslında bilge olmadıklarını anladıktan sonra, onlara bilge olmadıklarını ispatlamaya başlar. Böylece kendisine birçok düşman edinir. Hiçbir şey bilmediği hâlde kendisini bilge sanan bu insanlardan tek farkının "hiçbir şey bilmediğini bilmesi" olduğunu söyler. İşte onun gerçek bilgeliği bu bilinçtir. Ancak bu tutum, bilgeliklerini çürüttükleri insanlar tarafından bir bilge olarak sanılmasına yol açar. Edindiği düşmanlıkların nedeni de budur.


Sokrates; Meletos, Anytos ve Lykon'un tüm bu anlatılanları temel alarak kendisine saldırdıklarını söyler. Meletos'un ozanlar, Anytos'un zanaatkarlar ve devlet adamları, Lykon'un ise hatipler adına ona karşı olduklarını belirtir. Eski suçlayıcılara karşı savunmasını bitirdikten sonra şimdi sıra yeni suçlayıcılara gelmiştir. Baş suçlayıcısı Meletos'a yönelik ilk eleştirisini sunar: "Ben de ey Atina erleri, Meletos'un ordubozanlık yaptığını söylüyorum. Çünkü ciddi konuları alay konusu yapıyor, insanları kolayca mahkemeye vermeye kalkışıyor, aslında hiç ilgilenmediği konularda kendini gayretli ve endişeli gösteriyor."


Daha sonra, Meletos ile soru-yanıt şeklinde gelişen karşılıklı konuşmaya girer, insanların hiçbir kötülüğü bilerek yapmadıklarından bahseder. Eğer ölüme mahkûm edilirse, soylu ama hantallığı ve miskinliğiyle bir at sineğinin sokarak uyandırmasına muhtaç kocaman bir ata benzettiği bu kente kendini adamış birinin kaybedileceğinden bahseder. Gençleri yoldan çıkarttığı iddialarına karşı, yoldan çıkarılanları ya da onların yakınlarını mahkemede göremediği argümanını dile getirir. Kötü bir muamele görmüşlerse, neden kendisinden öç alma peşinde olmadıklarını sorar. Savunmasının sonlarına doğru yargıçlara neden gözyaşı dökerek yalvarmadığını, çocuklarını veya evinden herhangi birini neden merhamet dilemek için şahit olarak çıkarmadığını açıklar. Tüm bunları yapmanın kendisine yakışmayacağını belirtir.


Karar

Sokrates, 500'ler Meclisi'nin oylamasıyla az bir farkla suçlu bulunur. Platon, eserde yargıç sayısı veya oy sayısından bahsetmez ancak Sokrates'in otuz oy daha almış olsa idam cezası almayacağını belirtir.


Ceza üzerine yapılan konuşma (2. bölüm)

Antik Yunan uygarlığında hem savunmanın, hem de iddia makamının bir ceza önermesi geleneği vardı. Mahkeme kurulu bunlardan birini seçebiliyordu. Bu bölümde Sokrates, gerçekleştirdiği ceza önerisi ile mahkeme kurulunu daha da fazla öfkelendirir.


Sokrates, konuşmasına oylamanın sonucundan dolayı öfkelenmediğini söyleyerek başlar, otuz oy daha almış olsa serbest kalacağını söyler. Meletos'un, yargılama sürecini başlatmak üzere gereken 1'e 5 oranını zar zor yakaladığını ve bin drahmi para cezasından kurtulduğunu anımsatarak kara mizah yapar. (O dönemde mahkemelerin önemsiz davalarla meşgul edilmesini önlemek için; yargıçların oyları 1'e 5 oranına ulaşmazsa, iddia makamı ağır cezalara çarptırılıyordu.)


Meletos, Sokrates için idam cezası ister; Sokrates ise ceza yerine kendisine Prytaneion'da (Atina'daki önemli konsey binalarından biri) sürekli bedava yemek verilmesini teklif eder. Neden başka bir ceza teklif etmediğini de açıklar. Hapis cezası teklif etmez çünkü bir otorite altında bir köle gibi yaşamak istemez. Para cezasını ödeyemeyeceğini söyler. Sürgünü şiddetle reddeder, Atina'da bile dili yüzünden zor barındığını, gideceği yerlerde de aynı şeyle karşılaşacağını ifade eder.


Mahkeme üyelerine yönelik yapılan konuşma (3. bölüm)

Sokrates lehine ve aleyhine oy verenler için konuşmalar yaparak savunmasını sonlandırır.


Ölüm cezası için oy kullananlara

Zaten az yaşamı kalmış biri için ölüm cezasını uygun görenlere bu kararlarının doğuracağı sonuçları gösterir. Yaşlı ve aslında öyle olmamasına karşın "bilge" birini öldürmekten başkalarının ceza verenleri eylemlerinden sorumlu tutacaklarını belirtir. Yargı huzurunda kendini küçük düşürmemesinin ve yalvarmayışının aslında gerçek öldürülüş sebebi olduğunu açıklar, bunları yapmaktansa ölmeyi yeğleyeceğini belirtir. Cezasına oy verenlere son olarak bir kehanette bulunur, idamından sonra başlarına çok daha büyük belalar açılacağını söyler.


Ölüm cezasına karşı oy kullananlara

Yaşaması için ölüm cezasına karşı oy kullananlarla Sokrates sohbet eder. İlahi gücün sesinin ona yanlış bir şey yaptığında hep karşı çıktığını, ancak tüm bu olaylar içinde hiç karşı çıkmadığını, yani aldığı bu kararın iyi bir şey olduğunu ve bir işaretle engellenmediğini söyler. Ölümü iki olasılıkla değerlendirir: Sonsuz bir hiçlik veya ruhun başka bir yere göç etmesi. Ölüme soğukkanlılık ile yaklaşan Sokrates, cezasından memnuniyetini bile dile getirir.]


Son olarak yeniden suçlayıcılarına dönerek onlara öfkeli olmadığını söyler ve onlardan bir şey rica eder. Eğer gelecekte oğulları erdem yerine paraya daha çok değer verir ya da sahte bir bilgelik hissine kapılırlarsa, kendilerini bilmezlerse, yapmaları gerekeni yapmazlarsa; oğullarına, kendisinin suçlayıcılarına davrandığı gibi davranmalarını öğütler.


Son sözleri

Sokrates, ceza hükmünün verilmesini doğru bulmadığını dile getirir ve konuşmasını şu şekilde bitirir:


“Artık ayrılma vakti geldi çattı, ben ölmeye, sizler de yaşamlarınızı sürdürmeye gidiyorsunuz. Hangisinin daha iyi olduğunu sadece tanrı bilebilir.„


Cezanın yürütümü

Mahkeme karşısında savunmasını yapmış Sokrates, yaşamının geri kalan bölümünü felsefeden yoksun veya sürgünde geçirmektense başlangıçta kimsenin idam etmeyi düşünmediği, sadece susturulması ve bağışlanmayı istemesi hedeflenen filozof, ilkelerine ters düşmeyerek ölümü yeğler.


Antik Atina'da, bahar aylarında Apollon onuruna kutlanan bayramlara kutsal bir gemiyle elçi gönderilirdi. Yasalara göre geminin gidiş-geliş süresi içerisinde ölüm cezalarının yürütümü yasaktı. Gemi limandan ayrıldıktan 1 gün sonra mahkûm olan Sokrates'in cezasının yürütümü 30 gün gecikmeyle yerine getirildi. Bu süreç içerisinde başta Kriton'un olmak üzere arkadaşları yardımıyla kaçabilme şansı olmasına karşın Sokrates kaçmayı reddetmiş ve yasalara uymuş, bu sayede kendi düşünce ve değerlerine aykırı bir tutum sergilememiştir. Bu yaklaşım ve karar Sokrates'in Savunması'nın devamı niteliğinde olan ve yine Platon tarafından yazılmış Kriton Sokratik diyaloğunda açıkça sergilenir. Sokrates, baldıran zehrini kendi isteğiyle içerek yaşamına son vermiştir.


Mahkeme kayıtları

Mahkemenin kayıtlarından günümüze herhangi bir parça ulaşmamıştır. Sokrates'in konuşmasına yönelik ise günümüzde ışık tutan iki kaynak vardır. Bunlar, Platon ve Ksenophon tarafından yazılmış olan savunmalardır.




 


0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


© Copyright
bottom of page