top of page
  • Yazarın fotoğrafıSuzan Demirci

Seksen Günde Dünya Gezisi

Seksen Günde Dünya Gezisi, Le Tour du Monde En Quatre-Vingts Jours, roman, world literature, novel, O Alquimista, Simyacı, Paulo Coelho
Seksen Günde Dünya Gezisi

Adı: Seksen Günde Dünya Gezisi

Orijinal Adı: Le Tour du Monde En Quatre-Vingts Jours

Yazar: Jules Verne

Çeviri: Bertan Onaran

Tür: 100 Temel Eser, Modern Klasikler, Roman

Sayfa Sayısı: 272


 








"Yeni şeyler görmek istersen, yolculuk hiç de yararsız değil."




Fikri:

Hedefimize ulaşabilmemiz için karşımızdaki tüm zorluklara ve aksaklıklara sabretmemiz gerekir.


Özeti:


Bir banka soyguncusunun peşinde olan Dedektif Fix, elde ettiği deliller ve şahitlerin dediklerine göre banka soyguncusunun Fogg'a çok benzediğini düşünmektedir. Dedektif, Fogg ve yardımcısını adım adım izlemektedir. Kendinden o kadar emindir ki "Soyguncuyu buldum." diye polis merkezine haber verip, Fogg'u tutuklamak için izin ister. Çünkü Fogg İngiltere'den çok acele çıkmıştır ve yanında büyük miktarda da para vardır.


Gemi önce Afrika'ya, Afrika'dan 14 Ekim'de Aden'e, oradan 20 Ekim'de Hindistan'ın Bombay limanına ulaşır. Dedektif Fix, Hindistan polisinden Fogg'un tutuklanmasını ister. Hint polisi, İngiltere'den emir gelmeden bu işi yapamayacaklarını belirtip Dedektif Fix'i reddeder.


Bombay'da, Fogg'un yardımcısı, bir tapınağa ayakkabı ile girdiği için tapınaktan tekme tokat atılır. Bunu efendisine söylemez. Trene binip, Hindistan'ın içlerine doğru yola koyulurlar. Tren hattı henüz tamamlanmadığı için, tren belli bir yerde durur. Araya araya bir fil bulup, satın alırlar. Ve yola koyulurlar. Hedefte Kalküta vardır.


Yolda giderlerken insan kokusu alan fil duraklar. Filin duraklamasından tedirgin olan Fogg ve yardımcısı saklanırlar. Bir kafile, aralarında bir ceset ve kurban edecekleri bir genç kızla geçip gider. Sabaha kadar bekleyip kızı kurtarırlar. Kızın adı Aouda'dır. Kalküta'ya varırlar. Rehber ve fili geri gönderirler. Kız yanlarında kalır.


Kalküta'da Dedektif Fix, Fogg'u tutuklatamayınca yardımcısının tapınağa ayakkabı ile girmesi ile ilgili rahiplerin şikâyetçi olmasını sağlar. Hint polisi Fogg ve yardımcısını nezarete atar fakat iki bin pound ödeyerek kefaletle serbest kalırlar.


Bir gemiye binip Hong Kong'a giderler. Hong Kong'da kendilerini götürecek gemiyi beklerlerken, Fogg Hong Kong çarşılarında alışveriş için gezer bu sırada Detektif Fix, Passeportaut ile arkadaşlık kurar. Hatta Passeportaut'a kendisinin polis olduğu söyler. Fix, Passeportaut'u Fogg'a geminin kalkış saatini bildiremesin diye de sarhoş edip, oyalar.


Gemiyi kaçırdığını anlayan Fogg, küçük bir tekne kiralar. O sırada yanına arkadaşıymış gibi yaklaşan Fix'i de iyilik olsun diye bilmeden tekneye alır.


Passeportaut ise, gemidedir. Gece uyanmış, koşa koşa kendisini gemiye atmıştır. Efendisinin olmadığını gemi hareket ettikten sonra anlayabilmiştir. Geminin vardığı yerde, Amerika'ya gitmek için gemi aramaya başlar. Parası olmadığı için para kazanmak zorundadır. İş ararken, bir sirke uzun burunluların alınacağı ilanını görür. Müracaat eder ve karın tokluğuna çalışmaya başlar. Bir akşam, gösteriden sonra, seyirciler arasında oturan Efendisi Fogg'u görünce çok şaşırır. Yine bir araya gelirler. Hep birlikte, General Grand gemisi ile Amerika'ya doğru yola çıkarlar. Taşkınlık yapan Albay Stamp Proctor isimli birisi ile kavga ederler.


3 Aralık'ta San Fransisco'ya ulaşırlar. Tüm aksaklıklara rağmen, Fogg'un hedeflediği tarihte bir sapma olmaz fakat aksilikler de bir türlü bitmez. Amerika'da kavga ettikleri Albay, peşlerindedir. Albay trende Bay Fogg'la karşılaşır, düello için trenin arkasına doğru yürürler. Tam bu esnada, Kızılderililer trene saldırırlar. Fogg'un yardımcısının cesareti sayesinde bu saldırı püskürtülür. Bu arada Albay yaralanmış, yardımcısı ise kaybolmuştur.


Fogg treni kaçırma pahasına gider ve yardımcısını bulur. Bu sefer temin ettikleri bir kızakla yollarına devam edip, Omaha'ya varırlar. Omaha'dan da trenle Şikago'ya kadar gelirler. 10 Aralık'ta New York'ta olmalıdırlar. Ancak, gidecekleri gemiyi de kaçırmışlardır.


Fogg pes etmez. 8000 dolara bir gemi kiralar ve ertesi gün yolculuğa çıkarlar. Hiçbir limana yanaşıp yakıt ikmali yapmadıkları için, yolda geminin kömürü biter. Bay Fogg, bu sefer de gemiyi sahibinden 60 bin dolara satın alır. Ve gemi, üst tarafında ağaçtan yapılma ne varsa yakarak yoluna devam edip, İrlanda'ya kadar varırlar. İrlanda'dan bir trene, sonra da bir gemiye binerek Liverpool'a varırlar.


Liverpool'da Dedektif Fix, Fogg'u tutuklar. Fogg'un canı çok sıkılır. Saatini önüne koymuş, durmadan bakmaktadır. Birkaç saat sonra Fix içeri girerek, "Sizden özür diliyorum bayım, gerçek hırsız üç gün önce yakalanmış" der. Fogg ayağa kalkıp Fix'e sert bir yumruk atar. Hemen istasyona koşar fakat tren yoktur. Fogg özel bir tren tutar. Dokuza on kala Londra'ya varırlar ancak, geç kaldığı için bahsi kaybeder. Evine gider ve kendisini odasına kapatır.


Ertesi gün Aouda ile konuşmaya başlar. "Seninle ilgili çok güzel düşüncelerim vardı. Ancak, şimdi her şeyini kaybetmiş birisiyim. Sana ancak, az bir para verebilirim." Aouda, "Hayatımı kurtardınız, sizden daha başka ne isteyebilirim. Hem ben de sizi seviyorum " der. Evlenmeye karar verirler.


Fogg'un beş arkadaşı, dakikaları sayıyordur, Fogg'un artık gelemeyeceğini hesap ediyorlardır. Tam saatinde Fogg içeri girer ve "Geldim!" der. Peki bu olay nasıl olmuştu? İşte cevabı: Fogg ve arkadaşları bir gün erken gelmişlerdir fakat Fogg, bunun farkında değildir. Yardımcı ertesi gün kendisini az bir zaman kala ikaz etmese yine farkında olmayacaktır. Sonuçta Fogg yine zengin bir adamdı.




 


3 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


© Copyright
bottom of page