Adı: Kamelyalı Kadın
Orijinal Adı: La Dame aux camélias
Yazar: Alexandre Dumas Fils
Çeviri: Tahsin Yücel
Tür: Edebiyat, Hasan Âli Yücel Klasikleri, Roman
Sayfa Sayısı: 240
"İnsanın bilmediği bir acıyı yatıştırması her zaman güçtür."
Fikri:
19. yüzyıl Paris'inde soylu bir gencin, güzeller güzeli bir fahişeye âşık olmasıyla başlayan romanda, mutluluklarının kısa süreceğinden endişe duyup mutlu olmak için acele eden iki insanın tutkulu ilişkisi anlatılıyor.
Konusu:
Mutlak bir yoksulluk içinde annesiz büyüyen Alphonsine, Paris'e tek başına gider ve bir terzi olarak iş bulur. Akşamları birlikte çalıştığı kızların çoğu fahişe olarak çalışır, ancak biri opera binasında vestiyer görevlisidir ve onu yardım için oraya götürür. Yüksek sosyetenin sergilendiğini görmek, onu onların dünyasına katılma arzusuyla doldurur.
Okuma yazma bilmeyen, tek varlığı bedeni olan kadın, kısa sürede genç bir asilzadenin metresi olur. Ondan zengin bir yaşlı aristokrata geçer ve sonra onunla orada evlenen Kont de Perregaux ile İngiltere'ye kaçar. Onu bir Kontes yapmasına rağmen, evliliğin kendisine göre olmadığını anlar ve onu kendi hayatını yaşamakta özgür bırakır. Hayranları asla eksik olmaz, Paris'in en ünlü cariyelerinden biri olur ve Franz Liszt'i bile kendine çeker.
Şöhretinden ve çekiciliğinden etkilenenler arasında, ünlü yazar Alexandre Dumas, père'nin oğlu genç yazar Alexandre Dumas, fils de var. Bir süre, tüberkülozu rahatlatacağı ve çılgın harcamalarını azaltacağı ümidiyle onu ülkede kendisiyle kalmaya ikna eder. Ama yaşadığı bu hayattan dışarı çıkmak ister ve Parisli dünyasına geri dönerek 1847'de 23 yaşında öldü ve arkasında büyük bir borç bıraktı. Alexandre, hikayesini büyük bir başarı olan bir romana dönüştürür.
Özeti:
Roman, anlatıcı kişinin bir açık artırmaya katılmasıyla başlar. Veremden ölen Marguerite Gautier adlı kadının evindeki eşyalar alacaklılar tarafından satışa sunulmuştur. Anlatıcı bu evden bir kitap satın alır. Bir süre sonra kitapta imzası bulunan hukukçu Armand Duval ile tanışır ve Armand, Marguerite Gautier ile arasında geçen hüzünlü aşk hikayesini anlatır.
Kadın kahramanımız kamelyaları çok sevdiği için Kamelyalı Kadın olarak çağrılıyordur. Biraz ukala bir karakteri vardır. Hatta ilk zamanlar Mösyö Armand Duval’a karşı ukalaca tavırlar takınır. Fakat Duval bu hareketleri hep görmezden gelir. Zaten duygusal bir kişiliği olduğu için delicesine aşıktır. Bu aşka Marguerita da karşılık vermeye başlar. Ancak Duval onu çok kıskanır ve sadece kendisinin olmasını ister.
Diğer taraftan kadının oldukça borcu vardır ve parası olan Kont ve yaşlı Dük gibi insanlarla görüşmek zorundadır. Bu durum Duval’ı kıskançlıktan çatlasa da kendi maddi olanakları elvermediği için sesini çıkaramaz. Sonraları kadın da erkeğe deli gibi aşık olmaya başlar ve diğer erkeklerle görüşmekten vazgeçer. Hayatında sadece Armand Duval vardır. Fakat bu durum baba Duval’ın hiç hoşuna gitmez ve Paris’e gelir ve bu çifti ayırır.
Armand’ın babasının kadınla görüştüğünden haberi yoktur. Marguerite’nin kendi isteğiyle ayrıldığını sanır ve ondan intikam almaya çalışır. Aslında bu amaç gereksizdir ve bu yaptığından dolayı gerçeği öğrendiğinde Armand çok ama çok acı çekecektir. Armand Duval bir süre sonra babasının sözünü dinler ve Paris’i terk eder.
Bir süre sonra Marguerita’nın öldüğünü duyar ve Paris’e gelir. Ondan kalan kendisine yazdığı mektubu okur ve çok üzülür. Kadın tüm gerçekleri anlatmıştır. Ayrılmak zorunda olduğunu ve onu delicesine sevdiğini yazar. Armand son kez de olsa onun yüzünü görmek ister. Kadının kız kardeşinden izin alır ve mezarı açtırır ve son kez ölü haline bakar.
コメント