top of page
  • Yazarın fotoğrafıSuzan Demirci

Haleplibahçe Mozaik Müzesi - Şanlıurfa


Haleplibahçe Mozaik Müzesi - Şanlıurfa

24 Mayıs 2015 tarihinde ziyarete açılan Haleplibahçe Mozaik Müzesi 6000 m² genişliğe sahip ve 82 mt. çapı ile Türkiye’nin kolonsuz geçilen en büyük yapısıdır.


Müzede Haleplibahçe’de ortaya çıkan mozaikler insitu olarak sergilenmektedir. Haleplibahçe mevkiinde 2005 yılında yapılan altyapı çalışmalarında taban mozaiklerine rastlanılması üzerine 2007- 2009 yıllarında arkeolojik kazılar sonucu ortaya çıkan M.S. 5- 6. yüzyıllara ait “Haleplibahçe Mozaikleri” ile Şanlıurfa ve çevresinde bulunan mozaikler sergilenmektedir.


Doğu Roma İmparatorluğu döneminde yapıldığı düşünülen Haleplibahçe mozaiklerinde Grek mitolojisi ve alfabesi yer almaktadır. Bugüne kadar yapılmış arkeolojik çalışmalar ışığında Şanlıurfa mozaik tarihi, Osrhoene Krallığı dönemine Süryani karakterli mozaikler ile Doğu Roma İmparatorluğu Dönemi’ne ait Grek mitolojisinden esinlenmiş örnekler ile tanımlanmaktadır.


Yapıldığı dönem için de ilgi çekici sıfatını hak eden bir yapının tabanını süsleyen Haleplibahçe Mozaikleri, teknik detaylarının yanı sıra, tarih boyu pek çok sanat eserine ilham kaynağı olmuş hikayelere de odaklanarak; Troya Savaşının ünlü kahramanı Akhilleus’un hayatına ve savaşçı Amazon kraliçelerinin gizemine doğru bir yolculuk sunmaktadır.


Şimdiye kadar 100 den fazla mozaik keşfedilmiştir. Urfa’ya ait mozaiklerin bir kısmı kayıp, bir kısmı meraklı kişilerin koleksiyonunda, kayda geçenler ise Şanlıurfa ve İstanbul Ayasofya Müzelerinde sergilenmektedir.



Büyük İskender’in istilasından sonra onun komutanlarından Seleukos Nichator I tarafından Urfa’da eski bir yerleşim üzerine Grek kültür ve sanatına uygun olarak M.Ö. 312-132 yılları arasında Seleukos Hanedanlığı kurulur. Yeni kurulan şehre İskender’in doğduğu kentin adı verilir. Yani Edessa Kenti. Edessa kentinde kültür ve sanat doruk noktasına ulaşmıştır. Edessa Krallığı, Urfa tarihi ve mozaik tarihi açısından büyük önem taşır.


Şanlıurfa merkezdeki Halil’ür-Rahman Gölü (Balıklıgöl)’nün yanı başında, gecekondular altında kalan Antik Edessa Kentinin Grek kültür kalıntılarından en önemlisi; çok renkli ve usta bir üslûpla yapılan Haleplibahçe mozaiklerdir. Edessa Kenti, arkeolojik araştırmaları beklemektedir. Grek imparatorluk mozaik geleneği, M.Ö. 132-M.S. 244 yılları arasında hüküm süren Osrhoene Krallığı döneminde yerel bir üslupla devam etmiştir.


Bu antik kentin sınırları içerisindeki Haleplibahçede, 2007 yılında yapılan kazılarda, günümüzden 3.000 yıl önce Egeden, Karadeniz’e ve Anadolu’nun içlerine uzanan kültür havzasında, erkek egemenliğine karşı savaşan Amazon kadınlarının av sahnesi mozaiği bulundu. Savaşçı Amazon kadınları bu havza içindeki devletlerin ve milletlerin mitoloji, tarih ve edebiyatında efsanevi olarak anlatılır.


Haleplibahçe Mozaiklerinin en önemli özelliği “Savaşçı Amazon Kraliçeleri'nin isimleriyle beraber mozaiğe resmedilmiş dünyadaki tek örneği” olmasıdır. Uzmanlar, Haleplibahçe Mozaiklerini mozaik tekniği, sanatı, 4 mm² ebadında Fırat Nehri’nin orijinal taşlarından yapılması ve benzeri özelliklerinden dolayı, dünyanın en kıymetli mozaiği olarak tanımlamaktadır.


Haleplibahçe de, ilk etapta 100 m²’lik mozaik gün ışığına çıkarılmıştır. Av sahnesi mozaiğinin kenar bordürlerinde, geometrik motifler, bitki desenleri, güvercin, kanatsız eros, sincap, ördek, keklik, ceylan ve tazı figürlerine yer verilmiştir.



Mozaiği çevreleyen bordürün köşelerinde ise “Edessa Güzeli” diye kamuoyuna yansıyan, maska yer verilmiştir. Ayrıca mozaiğin genelinde doğadaki tüm renklerin kullanılması, aynı rengin farklı tonları kullanılarak verilen gölgelendirmeler, kısacası renklerin zenginliği, taşların küçüklüğü, üst seviyedeki sanatın mozaiklere resmedilmesi görenleri büyülemektedir.



Ana sahnede dört amazon kraliçesi Penthesileia (Pentesileya), Antiope, Hippolyte (Hipplüte) ve Melanipe (Melanipe) savaşçı amazon kadınlarına özgü giysileriyle, tek göğüslü olarak yaya, ya da at üstündeki av sahneleri tasvir edilip Grekçe isimlerine yer verilmiştir. Bu sahneler bugüne kadar rölyeflere resmedilmişti, kraliçelerin Grekçe isimleri ile yer aldığı av sahnesinin mozaiğe resmedilmesi dünyada ilk defa Urfa’da Haleplibahçe de ortaya çıkmıştır.


Ana sahnenin sağ alt köşesinde adının yazıldığı bölüm korunamadığı için Penthesileia (Pentesileya) olduğu tahmin edilen Amazon Kraliçesi şaha kalkmış süslü bir at üzerinde, yayını germiş, geriye dönük vaziyette, ne olduğu belirlenemeyen vahşi bir hayvana okunu fırlatmak üzeredir. Önünde ise daha önce okla vurduğu leopar acı içinde kıvranmaktadır. Penthesileia (Pentesileya), Ares’in kızı olup antik dönemin en önemli kahramanlarından biridir. Troia (Troya) savaşında Troialıların yardım çağrısına Savaşçı Amazon Kadınlarından oluşan ordunun başında savaşa iştirak etmiştir. Penthesileia (Pentesileya), Antik dönemde yarı tanrı olarak anılan ve Aşil (Akhileus) tarafından öldürülmüştür.



Ana sahnenin sağ üst bölümünde Antiope adlı Amazon Kraliçesi, elinde labris diye bilinen iki ağızlı balta ile av sahnesine katılmakta, ayı olduğu düşünülen hayvanla burun buruna gelmektedir. Halikarnas Balıkçısına göre iki ağızlı balta Anadolu’nun simgesidir. Antiope Irmaklar Tanrısı Asaopos’un kızı olup antik dönemin bir diğer kahramanıdır. Amazon ülkesine gelen Tehescus (Teseus) tarafından kaçırılıp, Yunanistan’ın orta batı bölümündeki Atikka’ya götürülür. Savaşçı Amazon Kadınları Antiope’yi kurtarmak için Atikka’ya akın eder, şiddetli çatışmalar neticesinde ne yazık ki Antiope öldürülür.


Ana sahnenin sol üst bölümünde Amazon Kraliçesi Hippolyte (Hipplüte), elindeki kılıcı bir panterin boynuna saplamakta, köpeklerinden biri pantere, diğer köpeği ise kanatları açık vahşi devekuşuna saldırmaktadır. Daha önce kılıcıyla yaraladığı aslan ise Hippolyte (Hipplüte)’den uzaklaşmaktadır. Bu av sahnesinde leoparın ve aslanın korkusu, acı çekme hali, akan kanları ve gölgeleri başarıyla resmedilmiştir. Hippolyte (Hipplüte), Ares’in kızıdır ve antik dönemin en önemli kahramanlarındandır. Zeus’un üvey oğlu olan ve Herkül olarak bilinen Herakles, Hippolyte (Hipplüte)’nin altın kemerini almak için amazonlar ülkesine gitmiş ve onunla savaşa girişmiş, yapılan şiddetli çatışmada Herakles, Hippolyte (Hipplüte)’yi öldürerek altın kemerini almayı başarmıştır.



Ana sahnenin sol alt bölümünde Melanipe (Melanipe) at sırtında elindeki mızrağı aslana saplamakta, köpeği ise aslana saldırmaktadır. Bu av sahnesinin sağında kırmızı meyveli bir ağaç ve hemen yanında kaya parçası üzerine tünemiş bir keklik başını geriye çevirmiş, olup bitenleri izlemektedir. Melanipe (Melanipe), Helenin oğlu Aiolos’un kızı olup antik dönemin bir diğer kahramanıdır. Melanipe’nin, Herkül (Herakles) tarafından esir alındığı söylenilir.


Apollon ve Artemis Tapınağı, İzmir, Efes, Sinop, Samsun İli’ne bağlı Terme Çayı yanında kurulan Themiscyria gibi yerleşimler Amazon Kraliçeleri tarafından kurulmuştur.


Haleplibahçe’de yapılan kazı çalışmaları sonucu farklı mozaikler de ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında en önemlilerinden biri Truva Savaşı’nın kahramanlarından Aşil (Akileus)’in hayat hikâyesini konu alan taban mozaiğidir.


Mozaik müzesinde sergilenen çeşitli mozaiklerden biri ise Orpheus Mozaiğidir. Yapılan araştırmalara göre; M.S. 194 yılına tarihlenen “Orpheus Mozaiği”'nin 1998’de Şanlıurfa’dan götürüldüğü belirlenmiştir. Amerika’nın Dallas Müzesinde olduğu tespit edilen mozaik, Kültür ve Turizm Bakanlığının girişimleri ile 2012 yılında Türkiye’ye getirilerek İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne yerleştirilmiştir. Daha sonra bu nadide eser, Haleplibahçe Mozaik Müzesi’ne yerleştirilmiş ve 2015’ten itibaren sergiye açılmıştır.


Haleplibahçede yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan ve Roma dönemine tarihlenen yerden ısıtmalı hamam da alanın önemli bir yerleşim yeri olduğunu gözler önüne sermektedir.


Nasıl Gidilir:


Müze merkezi konumdadır.

Haleplibahçe, 2372. Sk. No:74/1, 63200 Eyyübiye/Şanlıurfa, Türkiye


Ziyaret Saatleri:


Yaz 08:00-18:30

Kış: 08:00-16:30




 

1 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


© Copyright
bottom of page