top of page
Yazarın fotoğrafıSuzan Demirci

Alice Harikalar Ülkesinde

Alice Harikalar Ülkesinde, roman, world literature, novel, O Alquimista, Simyacı, Paulo Coelho
Alice Harikalar Ülkesinde

Adı: Alice Harikalar Ülkesinde

Orijinal Adı: Alices Adventures in Wonderland

Yazar: Lewis Carroll

Çeviri: Tomris Uyar

Tür: Klasik Dünya Edebiyatı, Dünya Edebiyatı, Çocuk, Roman

Sayfa Sayısı: 160


 








"Dünyayı döndüren şey sevgidir, sevgi!"



Fikri:

İnsanların başına bir şey gelse bile korkmadan cesaretli bir şekilde başımıza gelenlerin üstesinden gelmeliyiz.


Özeti:


Eser, bir göl kenarında başlamaktadır. Alice, gölün kenarında ablası ile otururken bir yandan saatine bakıp bir yandan koşturan bir tavşan görür ve onu takip edip tavşan deliğinden atlayıverir. Tavşan deliği o kadar derindir ki, Alice’nin yere ulaşması uzun zaman alır, bu noktada kendisiyle konuşmaya başlar ve aşağıda birilerini görmeyi umut eder.


Ancak işler onun istediği şekilde ilerlemez ve yere ulaştığında gördüğü tek şey ufacık kapılar ve bir masa olur. Etrafta bulduğu yiyecekleri yiyerek bir büyüyüp bir küçülen Alice sonunda o kadar çok ağlar ki, kendi gözyaşlarından bir göl oluşturur. Böylece tavşan deliğinden gelen her hayvan bu gölün içine düşer. Alice her ne kadar onlarla anlaşmayı denese de bu konuda başarılı olamaz, sonunda o küçük kapıdan geçmeyi başarır. Başta kapının anahtarını bulamasa da sonunda anahtarı ve yanında "iç beni" yazan bir iksir bulan Alice, sebebini sorgulamadan iksiri içer ve küçülmeye başlar. Küçüldükten sonra küçük bir kapının deliğinden bakan Alice, rengarenk bir bahçe görür.


Kapıdan geçmesinin ardından en başta takip ettiği beyaz tavşan ile karşılaşır. Tavşanla konuşmayı dener ancak tavşanın tek yaptığı ona emirler vermektir. Alice, tavşanın istediği yelpaze ve eldivenleri bulmak için bir eve girmişken bir anda tekrar büyümeye başlar. O kadar büyür ki eve sığamaz hale gelir. Bu sırada evin önünde hayvanlardan bir kalabalık oluşur. Alice bu hayvanlardan birinin attığı yiyeceği yiyerek tekrar küçülür ancak küçülmesi onun için iyi olmamıştır; zira peşindeki hayvanlardan kaçması oldukça zorlaşmıştır. Alice, izini kaybettirmek için ormanın derinliklerine dalar ve burada bir mantarın üzerine oturmuş nargile içen bir tırtıla rastlar. Tırtıl, mantarın bir tarafının boyutunu büyüteceğini, diğer tarafının ise küçülteceğini söyleyerek gider. Ne yapacağını bilemeyen Alice ceplerini mantar ile doldurup yürümeye devam eder.


Gezinirken garip bir aşçı, düşes ve bebeğin yaşadığı bir eve denk gelir. Alice’nin harikalar diyarındaki macerasını başlatan yer de aslında burasıdır. Alice, kaotik bir ortamın hâkim olduğu evdeki düzene ve kişilerin hareketlerine o kadar şaşırır ki, bebeği de alarak evi terk eder. Ancak farkında olmadığı bir şey vardır, bebek bir domuzdur. Bunu fark edince onu ormanın derinliklerine salar. Ormandaki gezintisi sırasında bir kediye rastlar. Sürekli gülen bu kedi öyle bir varlıktır ki, bir kaybolup bir geri gelir. Kediyle konuşması sonucunda Alice, kendilerini Şapkacı ve Mart Kedisi olarak tanıtan kişilerin yanında buluverir.


Böylece yolu Kraliçe’nin yoluyla kesişir. Kraliçe oldukça gergin biridir ve etrafta “Kafasını uçurun!” diye bağırarak gezinmektedir. Meydana gelen olaylar sonucunda bir mahkeme kurulur ancak bu mahkeme bilinen tüm mahkemelerden farklıdır; şahitler aynı zamanda suçludurlar. Alice’nin de şahit olduğu bu mahkemede Alice tekrardan büyümeye başlar. Alice büyümesinin sonucunda Kraliçeyi eleştirmeye başlar ve idama mahkûm edilir. Böylece o güzel uykusundan uyanır ve bir anda kendisini aynı gölün kenarında, ablasının dizinde uzanırken bulur.





 


1 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


© Copyright
bottom of page